MAN Truck & Bus, Münih’teki merkez fabrikasında elektrikli kamyonların seri üretimini başlattı. Bu gelişme, sıfır emisyonlu taşımacılık hedeflerine doğru atılan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
MAN CEO’su Alexander Vlaskamp ve Üretim ve Lojistikten Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Michael Kobriger’in desteğiyle hayata geçirilen yeni üretim modeli, hem elektrikli hem de dizel kamyonların aynı hatta karma üretimiyle operasyonel verimliliği artırıyor. Bu sistem, üretim süreçlerinin esnekliğini ve uyarlanabilirliğini ön plana çıkarıyor.
Seri üretime geçmeden önce, MAN Avrupa’da 200’e yakın elektrikli ön seri kamyonu başarılı bir şekilde müşterilerine teslim etti. Bu araçlar, gerçek hayat koşullarında iki milyon kilometreden fazla yol kat etti ve düşük enerji tüketimiyle dikkat çekti. Bazı modeller, 100 kilometrede ortalama 97 kWh’lik enerji tüketimiyle sektörde önemli bir verimlilik sağladı.
MAN, halihazırda 700 civarında elektrikli kamyon siparişi aldı. Özellikle Ultra-Lowliner yarı römork çekicisi, sadece 950 mm’lik beşinci teker yüksekliği ve 3,75 metrelik dingil mesafesiyle benzersiz bir seçenek olarak öne çıkıyor ve otomotiv lojistiğinde büyük ilgi görüyor.
Bu elektrikli kamyonların enerji kaynağı, Nürnberg’den gelen modüler NMC aküler. Bu aküler, toplam 534 kWh’ye kadar kapasite sunarak araçlara yeniden şarj edilmeden 500 kilometre menzil sağlarken, yedinci akü seçeneğiyle bu menzil 740 kilometreye kadar çıkabiliyor.
MAN, elektrikli kamyonların yanı sıra elektrikli otobüslerde de lider konumda. Polonya’daki fabrikasında üretilen elektrikli şehir içi otobüslerle Avrupa’da pazar lideri olan MAN, Ankara’da da elektrikli yolcu otobüsü sunan ilk Avrupalı üretici oldu. Bugün Avrupa şehirlerinde 2.500’den fazla MAN elektrikli otobüs hizmet veriyor.
MAN, elektrikli araçların bataryaları için Nürnberg’de 250 milyon Euro’luk büyük bir yatırım gerçekleştirdi. Bu gelişmeler, sürdürülebilir ulaşım ve düşük karbon salınımı hedefleri doğrultusunda sektörde bir dönüşüme öncülük ediyor.
Türkiye’de, çevre dostu taşımacılık talebinin artmasıyla birlikte elektrikli araçlara olan ilgi de hızla yükseliyor. MAN’ın bu gelişmeleri, özellikle lojistik ve toplu taşıma sektörlerinde büyük bir potansiyel taşıyor. Sürdürülebilir enerji çözümlerine geçiş, hem çevresel hem de ekonomik açıdan uzun vadeli faydalar sunuyor.
Tüketiciler için, elektrikli araçların bakım maliyetlerinin düşük olması ve kullanım esnasında yakıt tasarrufu sağlaması gibi pratik avantajlar sunuyor. Ayrıca, hızla gelişen şarj altyapısı, bu araçların kullanımının yaygınlaşmasını sağlayacak.
MAN’ın bu adımları, hem küresel hem de yerel ölçekte sürdürülebilir taşımacılık altyapısının gelişmesine katkı sağlayacak ve karbon salınımını azaltma hedeflerine destek olacak.
